top of page

GÜLÜMSEYEN ÜÇ YÜZ​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

Biz, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Anadolu'da her şeyin kıt olduğu bir dönemde, doğan çocuklarız; bir yanımız mutluluk gülümsemesi taşır, bir yanımız hüzün ve göz yaşı... Mutluluk gülümsemesi, biten İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki günlerin yani "barış"ın izidir; hüzün ve gözyaşı, hep ihtilallerle, hapisle, yoksullukla, hastalıklarla geçen kötü günlerimizin direncidir. Dostluğumuzsa çocukluğumuzun geçtiği Nazilli Öğretmen Okulu günlerinin armağanıdır. Elli üç yıllık o dostluk, bir kırmızı karanfildir yüreğimizde sevgiyle canlı tuttuğumuz.

 

Bugün Birol, Vedat çalışma yerime geldiler. Birol'un çektiği bu fotoğraf, bu düşünceleri geçirdi içimden. Hüsnü Ayan, Cengiz Göktaş, Sabri Erdem, Süleyman Tuncel... daha birçok arkadaşın adı geçti gülüşlerimizde; kulaklarınız çınladı mı?  2016  

 

Anıları, şiirleriyle, sevdikleriyle yaşayacak üç eski dost:ONUR ŞENLİ, ALİ KIRKIK, ABDULLAH NEYZAR KARAHAN​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şimdi bu fotoğrafı yayımlamanın zamanıdır çünkü Onur Şenli de öldü, hani Agora Meyhanesi’nin doktor şairi... Ölüme şairliğini mi kattı, doktorluğunu mu, bilmiyorum; ölüm onu Agora Meyhanesi’nde bekliyordur. Onur, gider mi oraya? Gider, hem de mezar taşını koltuğuna alarak gider. Ali Kırkık, sesizce, kimsesizce yaşadı; sessizce, kimsesizce öldü. Öldüğünü kuşlar söyledi bize. Abdullah Neyzar, ölümünü denizlere bağışlamıştır; denizle ölümü tartışıyordur şimdi denize şiirler okuyarak. Sol baştaki Hüseyin Coşkunçay. Şimdi nerededir, ne yapar, bilmiyorum. Sağsa bir anının içinde olduğunu bilsin.

 

Nazilli'de, 1967'de, bir şiir gecesinin sabahında çektirmiştik bu fotoğrafı. Onur Şenli (kel kafalı, zayıf) tıp öğrencisiydi. Abdullah Neyzar (soldan üçüncü) İzmirli şairdi ve kitapları vardı; Ali (soldan dördüncü), Aydeniz ve ben de Nazilli Öğretmen Okulundaydık. Kala kala ben (soldan ikinci) ve Aydeniz Bolsoy (soldan altıncı) kaldık.

 

Sen çok yaşa Aydeniz, rakın bol olsun kardeşim.​

 

VARTO: BİR GARİP İLÇE​​​​​​​​​​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

Bugün kimi eskimiş fotoğrafları bilgisayar ortamına aktarırken bu fotoğraf, yüreğimin bir yanını çok sızlattı. Yıl, 1970. Varto Lisesine (O zaman ortaokuldu.) atanmışım.

 

Öğretmenliğimin ilk günleri. Yüreğim coşku dolu. Varto'nun çocuklarına sevgimi, bilgimi, yaşama bağlılığımı ulaştırmak için çırpınıyorum.

 

Varto, bir "garip" ilçe; depremin izleri her yanda, küçük evler, baraka derslikler...​

 

Bir fotoğraf makinem vardı, "lübitel" marka; hani üstten bakmalı olan. İşte bu fotoğrafı onunla çekmiştim. Varto, o zaman böyleydi. Şimdi kim bilir kaç metre kar altındadır? O zamanlar iki metreyi geçerdi kar; bu yıl da öyle. Kardan çok çektim. Bu fotoğrafa Cemal Süreya'nın şiirini de ekledim.

 

Bu anı, kar çilesini çekenlere armağan olsun.

BİROL, BEN, VEDAT
Onur Şenli, Ali Kırkık, A. N. Karahan, ben ve Aydeniz Bolsoy...
Bir ilçe: CARTO.
bottom of page