top of page

ÜÇ DOST

 

 

Bu fotoğraf, bir dönemin birçok izini bir araya getiriyor: Cengiz, Vedat, ben; parasız geçen günlerimiz, evden gelecek üç kuruşu özlemle beklediğimiz günlerimiz... Kime para gelirse birlikte harcadığımız, birlikte içtiğimiz, yaşamı birlikte kovaladığımız, hep "güzel günler"in geleceğine inandığımız; dostluktan, kardeşlikten, paylaşmaktan başka kaygı beslemediğimiz; hep bir aşkın peşinde zaman zaman birbirimizin omzuna yaslanarak ağladığımız günlerimiz...

 

Cengiz, karaciğerini rakıya teslim etti; yeni karaciğerle, eski Cengiz olarak döndü. Vedat, her zaman duygularının peşinden gitti; duygularının bir bölümünde biz vardık, bize döndü. Ben... Beni sormayın, ben yüreğimin ırmağında yüzüyorum. 2013

BENİM ADIM KUKİ,

BENİM TARİHİM DE ANAMDAN DOĞUNCA BAŞLADI

 

 

 

 

 

​​​​​​​​​​​​​

 

Adrasan’da Aybars Hotelde büyüdüm. Halime Hanım’ın ölen köpeği için ağladığını görünce yan otelin sahibi, avucuna aldı beni; Halime Hanım’a uzattı. Mustafa Yılmaz, adımı Kuki koydu; el bebek gül bebek büyüttüler beni; oğulları Aybars’tan, kızları Aysın’dan ayırmadılar. Bu yüzden kıskanıldım. Kış gelince Mustafa Yılmaz babamla baş başa kaldık yıllarca ama nereden çıkıp geldiyse bir de Karamel var şimdi. Karamel, genç bir dişi; çok dayak yemiş; çok korkak, çok hareketli. İlkin kıskandım ama şimdi onu çok seviyorum. O, benim yoldaşım.

 

Hüseyin Toptaş, benim ikinci babam; buradakiler öyle diyor. Çatalla, kürdanla yemek yedirir bana; beni çok sever. Her yıl temmuzda gelirler eşi Belma Toptaş’la. Kızları Heval de birkaç gün gelir, onlara katılır. Onları Adrasan’a Kadir Gülcü’yle Ümit Gülcü getirdi ilk olarak. Sonra birlikte geldiler.

 

Üç yıldır onlara Hüseyin Toptaş’ın elli altı yıllık arkadaşları Birol Fedai ve eşi İnci, Sabri Erdem ve eşi Neriman, Vedat Çağlar ve eşi Refiye, Mehmet Erdoğan ve eşi Mualla da katıldılar.

 

Belma Hanım, köpekten korkardı; şimdi korkmuyor, beni sevdi, bana dokundu. Şimdi Karamel’i de benim kadar seviyor. Karamel de Belma Hanım’ı seviyor. Her sabah onları denize kadar götürüyoruz, bekliyoruz ve birlikte dönüyoruz.

 

Ha, bu fotoğrafın öyküsüne gelince Hüseyin Toptaş, “Kukiii!” diye bağırdı; ben koşarak geldim yanına, bana: “Otur, fotoğraf çektireceğiz.” dedi; oturdum, “Poz ver Kuki.” dedi, poz verdim; Kadir Gülcü de bu fotoğrafı çekti. Nasıl? Yakışıklı çıkmış mıyım? Belki benim de “yaşam öykümü” yazan olur diye anlattım bunları. Yaşlandım ama gelecek yıl da özlemle bekleyeceğim herkesi.(Kuki, 2022'de yaşlılıktan öldü.)​​

VEDAT, BEN, CENGİZ
BENİM ADIM KUKİ
bottom of page