top of page

TDK "YAZIM KILAVUZU" ELEŞTİRİLERİ-6

  • Hüseyin Toptaş
  • 13 Eyl 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Eyl 2024


BİTİŞİK VE AYRI YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER


2. Özgün biçimleri tek heceli bazı Arapça kökenli kelimeler etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşirken ses düşmesine, ses değişmesine veya ses türemesine uğradıklarında bitişik yazılır: emretmek, menolunmak, cemetmek, kaybolmak; darbetmek, dercetmek, hamdetmek; affetmek, hissetmek, reddetmek vb.

Bu açıklama yeteri kadar açık değil. Osmanlıcayı, “eski yazı”yı (Arap harfleriyle yazılan) bilmeyen okuyucu, bu anlatımdan bir şey anlamaz. Ancak örneklere bakarak bir sonuca ulaşmaya çalışır. Biz de öyle yapalım. Örneklerden yola çıkalım:

a. Emir, kayıp sözcükleri iki hece ama özgün biçimi tek heceymiş. Özgün biçiminde bir değişme yok. Bu sözcükler Osmanlıcadan kalma. Bunları Türkçeleştirirken ikinci hecelerine ünlüleri, ünlü uyumlarına uygun olarak koyan biziz. Öyleyse yukarıdaki anlatım eksik. Şöyle olmalıydı:

1. Dilimize Arapçadan giren, özgün biçimi tek heceli olmasına karşın son iki ünsüzünün arasına dar (kapalı) ünlü konularak Türkçeleştirilen (emr >) emir, (kayb>) kayıp, (resm>) resim, (habs>) hapis gibi iki heceli sözcükler et-, eyle-, ol-, olun- yardımcı eylemleriyle birleşik eylem kurarken sözcüğün ikinci hecesindeki dar (kapalı) ünlü düştüğü için bitişik yazılır: emir et- > emret-, zehir ol- > zehrol-, resim et- > resmet-, hapis olun- > hapsolun- vb.

b. Darp, derç, hamt biçiminde kullandığımız sözcüklerindeki son ünsüzler /b/, /c/ ve /d/ seslerine dönüşüyor; sözcük böylelikle özgün biçimine döndüğü için bu sözcükler de bitişik yazılmış. Öyleyse yukarıdaki kuralın ikinci maddesi şöyle olmalıydı:


“2. Dilimize Arapçadan giren, son seslerindeki /b, c, d, g/ sesleri /p, ç, t, k/’ye dönüştürüle-rek Türkçeleştirilen tek heceli sözcükler, et-, eyle-, ol-, olun- yardımcı eylemleriyle birleşik eylem kurarken sözcüğün son sesi özgün biçimine döndüğü için bitişik yazılır: “darp et- > darbet-, derç et- > dercet-, hamt et-> hamdet- vb.


2005 Kılavuz’unda hamt et- ayrı yazılmış, 2012’de bitişik.


c. Af, his, ret olarak kullandığımız sözcüklerde son ses yineleniyor yani ikizleşiyor ve sözcük böylelikle özgün biçimine dönüyor, bu yüzden bitişik yazılmış.Öyleyse yukarıdaki kuralın üçüncü maddesi şöyle olmalıydı:


“3. Dilimize Arapçadan giren, özgün biçimlerinde son sesleri ikiz ünsüz olan, Türkçeleştirilir-ken son ünsüzü düşürülen tek heceli sözcükler, et-, eyle-, ol-, olun- yardımcı eylemleriyle birleşik eylem kurarken sözcüğün son sesi özgün biçimine döndüğü, ikizleştiği için bitişik yazılır: af et- > affet-, ad et- > addet- (saymak, yerine koymak), hal et- > hallet-, haz et- > hazzet-, his et-> hisset-, ret et-> reddet-, zan et-> zannet-vb.

ç. Men, cem sözcüklerinde yukarıdaki ses değişmelerinden biri yok. Neden bitişik yazılmış acaba? Üstelik bu sözcüklerin dizindeki yazımlarında da ses düştüğünü, değiştiğini belirten bir işaret yok. Aynı biçimde def ol- mu, defol- mu, hal et- (uzaklaştırmak) mi, halet- mi?

d. Dizindeki mahvet- mahvol- yazımının gerekçesi ne olabilir? Mahv sözcüğünde yukarıdaki değişmelerin hiçbiri yok.


Bir yazım kılavuzunu okuyan kişi, böyle bir soru soruyor; yukarıdaki açıklamayı yeterli bulmuyor, kendisi kural koyuyor ve bir tutarsızlık görüyorsa o kılavuzu hazırlayanlar bir kez daha düşünmelidir.


1965 Yeni İmlâ Kılavuzu’ndan 1981 Yeni Yazım Kılavuzu’na (11. baskı), 1985’ten 2005’e öteki yazım kılavuzlarında bu konuda hiçbir açıklama yapılmamış. 1965 ve 1981’de (11. baskı) “dizin”de menet-, defol- bitişik yazılmış; 1965’te cemet- dizine alınmış, 1981’de dizinden çıkarılmış; hiçbir kural ya da açıklama yok. 1985’te (Prof. Dr. H. Eren) defet-, defol-, menet- bitişik yazılmış; cemet- dizine alınmamış; burada da açıklama ve kural yok. Açıklama yoksa iyi düzeyde Osmanlıca bilmeyen okuyucunun bunları ayrı yazması kadar doğal bir şey olamaz. Okuyucu şöyle düşünür: “Sağ ol-”, “var et-”, “yok ol-” ayrı yazıldığına göre “def ol-”, “men et-” de ayrı yazılmalıdır çünkü “def” ve “men” sözcüklerinde ünsüz ikizlenmesi ya da ötümlüleşme yok. Böyle düşünmekte de haklıdır. Birçok kişi, hatta Türk dili ve edebiyatı fakültesinden diploma alanların birçoğu bu sözcüklerin son seslerindeki, Arap alfabesinde [ع] (ayn) harfiyle [Bu harf sözcük sonunda (ﻊ) biçiminde yazılır.] gösterilen sürtünmeli, ön gırtlak yarı ünsüzünün (pharyngeal fricative approximant) [/ʕ/)] düşürüldüğünü, bu ses düşmesi nedeniyle bitişik yazıldığını bilmez (men: ﻊﻨﻤ , cem: ﻊﻤﺠ , def: ﻊﻓ ﺪ). Bilmez çünkü bu sözcüklerin Türkçe yazımlarında bu sesi gösteren, eskiden kullanılan kesme işareti kaldırılmış: men’, cem’, def’ . İyi olmuş, bizim ses düzenimizde gırtlak patlayıcısı [/ʕ/] yok, bu sözcükler de çok az kullanılan sözcükler.

Osmanlıca mahvet-, mahvol- eylemlerinin “başlangıçtan beri” bitişik yazılmasının nedeninin Arapça “mahv” (ﻮﺣﻤ ) sözcüğünün Türkçede tek başına kullanılmaması olduğu da belirtilmeliydi.

Şimdi siz, Kılavuz’da bu sözcüklerin birleşik eylem oluşturduğunda bitişik yazılmasını “buyurmuş”sanız o zaman gerekçesini de yazmalısınız. Yetmez, bu tür ne kadar sözcük varsa hepsini örneklerde tek tek göstermelisiniz. Bitişik yazılması için belirlediğiniz gerekçe inandırıcı değilse bu sözcüklerin ayrı yazılması gerektiği söylemelisiniz ve dizinde de bu ayrı yazımı göstermelisiniz.


YAZIM KILAVUZU’NDA AYRI YAZILAN BİRLEŞİK KELİMELER


2. Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğ­ramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.


Bu anlatım bozuk. “Veya” sözcüğünü kaldıralım ve bu tümceyi “veya”sız iki tümceye dönüştürelim: “ Birinci tümce: Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır. İkinci tümce: Birleşme sırasında kelimelerinden ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.

Şöyle olabilirdi:

Sözcüklerinden herhangi birinde anlam değişimi yoksa ya da yalnızca birinci sözcüğü anlam değişikliğine uğramışsa bu birleşik sözcükler ayrı yazılır.

Şöyle de olabilirdi:

Sözcüklerinin ikisi de anlamını koruyorsa ya da yalnızca birinci sözcüğü anlam değişikliğine uğramışsa bu birleşik sözcükler ayrı yazılır.

bottom of page